Ebeveyn & Çocuk

Empati

4 Yorum

-

5 Ocak 2011

Doğa geçtiğimiz hafta başından beri okula gidemiyor. Bol öksürüklü grip sonrasında bronşite çevirdi. Ateş de eklenince hem o hem biz oldukça zor günler geçirdik. Çocuğunun hasta olması bir anne için ruhsal olarak gerçekten de iç acıtıcı ve fiziksel olarak da ciddi anlamda yorucu bir durum. Her ne kadar her hastalıkta direnç kazanıyor olsalar da insan yıpranıyor böyle dönemlerde. “İyi bakamıyorum sanırım ben bu çocuğa, besleyemiyorum, kesin üşüttü” düşüncelerinden girip “okulda mı, serviste mi üşüttü acaba” dan çıkıyorsunuz. Yüzme derslerine götürdüğünüz için bile kendinizi suçluyorsunuz. Diğer yandan “kızım sütünü, yumurtasını, etini eksik etme” diyen annenize sinir oluyorsunuz. Çünkü o an siz zaten miniğiniz için maksimum uğraş içerisinde gece gündüz iyileştirmeye çalışırken, dışardan gelen yorumlar annenizden bile olsa sinirinizi kaldırabiliyor. Bir de ilaç konusu var tabii. Beni en çok rahatsız eden, en çok suçladığım şey; ilaçlar! Ona verdiğim her kaşık ilaç beni zehirliyor sanki. İşte bütün bunlar biraraya gelince sakin ve an’da kalabilmek zorlaşıyor.

Her defasında, her hastalıkla, her aksilikte yeni bir şey öğreniyorum, kendimle uğraşmayı da sevdiğimden biliyorsunuz ya çabalıyorum hep sevgide kalabilmek için. Çoğu gelgitlerimi, içsel konuşmalarımı da paylaşıyorum buradan sizlerle. İşte bu defa son zamanlarda üzerinde çalıştığım, araştırdığım bir konunun bana çok yardımı oldu; Şiddetsiz İletişim

Süreci dışardan gözlemlemeyi denedim bu defa. Kendimiz ve Doğa için bu durumu nasıl kolaylaştırabilirim, söylenmeden, kendi kendimi de üzmeden bu hastalığı nasıl atlatırız diye yola çıktım ve Şiddetsiz İletişim’in sihirli kelimelerinden biri olan Empatiyi kullandım. Bu arada sanmayın ki şiddet kelimesi sadece vurmak ya da kırmak anlamına geliyor. Bazen bir kelimemiz bazen de göz ucuyla bir bakışımız bile şiddet içerebiliyor. Empati kurdum öncelikle okula gidemediği için kalbi kırık ve ateşli yatan, bir yandan da havlayarak öksüren Doğa ile, aynı zamanda salya sümük grip Serdar ile, bu tablo karşısında dehşete düşüp her dakika arayan “iyi besle onu” diyen annem ile, her defasında verdiği ilaçlara söylendiğim doktorumuz ile, doktorumuza söylenen babam ile… ve çok şükür ki bugün 10. gündür evdeyiz; sakin zihnim, pisim iyileşti yanıbaşımda fıstık yiyor. Belki de gülüyorsunuz içinizden, çok basit geliyor size bu durum, sonuçta ne dertleri olan insanlar var değil mi ama? Ailemiz içindeki küçük kriz durumlarını ne kadar sakin kalarak, sevgiyle çözersek bu toplumun geneline de yansır diye düşünüyorum. İşte bu nedenle çok önemsiyorum Şiddetsiz İletişim’i. Siz de sevdiklerinize karşı ağzınızdan çıkan kelimeleri, karşınızdakilerin sizi üzen kelimelerini bir düşünün, farkedin bakalım neler bulacaksınız. Orada sadece empati kurun ve sevgide kalın başka birşeye ihtiyacınız yok.

Bu arada tabii her gün düzenli yapmam gereken belli bir programım var evde, bazı duruşlar ve meditasyonlar eğitim gereği. Fakat gelin görün ki bu durumda pek de mümkün olmadı Ne oldu? Bu süreçte yoga Doğa oldu benim için. Ona sabırla gece gündüz hizmet edebilmek, şükredebilmek, dua edebilmek bütün duruşların ve meditasyonların yerini aldı. Anne olmanın verdiği haz bir yaş daha büyüttü beni bu hafta. Yeni yıla bu hislerle girdim. “Her ne olursa oldun bir kadın için hayattaki her konuda ona rehberlik eden bir evladının olması gereçekten bir mucize” dedim. “İlahi aşk bu” dedim. Çünkü başka hiçbir şeye benzemiyor.

Dün geceden beri düşünüyorum da, Bilgi Üniversitesi Yönetimi “porno tez” olayında Şiddetsiz İletişim’i kullansaydı herşey çok daha farklı olabilirdi. Öğretmenlerin odalarını kilitlemek ve hard disklerini toplamak yerine onlarla empati kurulsaydı düşünün bi neler olurdu. Ama gördüğüm kadarıyla kimsenin birbirini anlamaya çalışmadığı bir tablo var ortada.

Not 1: Şiddetsiz İletişim ile beni tanıştıran biricik dostum Sedef’e çok teşekkür ediyorum. Bu konuyla ilgili bu ay İnfomag dergisindeki köşemde ayrıntılı bir yazı yazdım.

Not 2: Doğa’nın bronşitinin arka planında kullandığımız bir sprey var. Alerjik reaksiyon bronşite çevirdi fakat grip de varmış tabii altında. Bir de kulladığımız polar uyku tulumunu hayatımızdan çıkardık bu vesile ile. Siz de kullanıyorsanız eğer bilin ki polar kumaşlar terlettiği için bronşit ve alerjik hastalıklara sebebiyet verebiliyormuş.

Not 2: Şiddetsiz İletişim ile ilgili http://www.siddetsiz-iletisim.com/ adresinden bilgi alabilirsiniz.

ÖZGÜR TURAN’DAN HABERDAR OL,

YENİ YAZILAR, ETKİNLİKLER VE GÜNCELLEMELERLE SENİ HABERDAR EDELİM

ÖZGÜR’Ü BURALARDA TAKİP EDEBİLİRSİN Twitter Instagram