kitap

Eş zamanlılık

20 Yorum

-

1 Nisan 2009

img_1711“Tanrı ile Sohbet”in ilk kitabını bugün bitirdim. Kitabı okurken özellikle şu son 2 gündür çok ironik şeyler geldi başıma. Dün Starbucks’tayım. Tam arkamdaki masada bir çift tartışıyor. Ben bir yandan kitaba konsantre olmaya çalışırken bir yandan naklen dinlemek zorunda kalıyorum tartışmayı. Ve çoğu zaman kendi kendime oynadığım oyunu oynayıp, yüzlerini görmediğim bu çiftin tiplerini, yaşlarını hayal etmeye çalıştım. Tartıştıkları konu o kadar yüzeyseldi ki herhalde dedim bunlar taş çatlasa 25 civarıdır. Tartışmanın sonuna doğru kız ağlamaya başladı. Oğlan onu sakinleştirdi ve masadan kalktılar küs bir şekilde. Bir de baktım bunlar annem-babam yaşında. Ve bütün bu olaylar zarfında benim kitapta okuduğum bölüm neydi biliyor musunuz? İlişkiler! Ve işte kitabın bu bölümünden küçük bir alıntı: “Eğer yaşamda garanti istiyorsanız, hayatı istemiyorsunuz demektir. İstediğiniz, yazılan senaryoların provasıdır. Hayat, doğası gereği garanti vermez. Garanti, amacı çarpıtır.”
Bugün de Cafe Nero’dayım ve yine okumaya devam. Yan masada 3 kadın sohbet ediyorlar. Kitaba odaklanmak için i-pod’umu takıyorum. Bir süre sonra pili bitiyor i-pod’un ve yan masaya yine kulak misafiri oluyorum. Kadınlardan biri diyor ki diğerine; “Sen de para bol rahatsın ya biz ne yapalım hiç gelmez ki bize para”. Benim kitaptaki konu; Para ile ilgili çekirdek inançlarımızı nasıl değiştiririz? Kitapta şöyle anlatıyor; Örneğin sürekli “yeterince param yok” gibi bir inancınız varsa bu çekirdek düşünceyi değiştirmenin en hızlı yolu düşünce-söz-yapma sürecini terse çevirmek. Yani “hayalimdeki evi alacak kadar param olsun istiyorum” demek yerine “hayalimdeki evi alacak kadar, yeteri kadar param var” demeniz gerekiyor. Bu çekim yasasının bir kuralı zaten çoğunuz bilirsiniz, evrene yaydığımız titreşimlerle ilgii bir durum. Kitapta para ile ilgili olumsuz düşünce sisteminizi nasıl değiştireceğiniz çok ayrıntılı açıklanıyor.
Hayır sanmayın ki ben böyle habire cafelerde kitap okuyorum:)) Atom karınca misali hop migrosa, hop eve, hop yogaya, hop yuvaya cüceyi almaya giderken aralarda sadece dinlenmece vakitleri bunlar:)

Yukarıdaki foto da bugün çekildi sahilde; yosun ve deniz kokuyor.

ÖZGÜR TURAN’DAN HABERDAR OL,

YENİ YAZILAR, ETKİNLİKLER VE GÜNCELLEMELERLE SENİ HABERDAR EDELİM

ÖZGÜR’Ü BURALARDA TAKİP EDEBİLİRSİN Twitter Instagram