Yoga & Meditasyon

Haftasonunun dersi

2 Yorum

-

4 Ekim 2010

“Uff anne hani sen yogaya gidecektin gitsene bi babamla baş başa kalalım” diye başladık haftasonuna. Cumartesi sabahı vücudumda hafif bir halsizlik ve baş ağrısı ile uyandığımdan dinlenmek istedim ve sabah dersine gidemedim. Üzüldü ciddi ciddi babasıyla baş başa kalamadı diye. Öğleden sonra ben veli toplantısına onlar da babayla kendi özel zamanlarını geçirmek içi yola koyuldular. Ama bu defa anneanne ve babaanne de dahil olunca programa Doğa mutluluktan havalara uçtu. Toplantıdan çıkıp yanlarına gittiğimde ağzı kulaklarındaydı. Ertesi gün erkenden uyanıp Disney On Ice gösterimize gittik. Gerçekten de ağzı açık izledi sonuna kadar (fotoda görüldüğü üzere). Üçümüz de çok eğlendik. Eve geldik, malum ev işleri, yemek, çamaşır..vs. derken akşam yemeğini hazırlayıp evden çıktım. “Hoşçakal anne, sana ve yogana öpücükler yolluyorum” dedi beni uğurlarken. Yine babasıyla kalacak ya kikirdemekten bir hal olmuş durumdaydı.
Tratak yani Bilinçli Bakan Göz Yogası yaptık dün akşam. İlk defa yaptığımı sanıyordum ama yaptıktan sonra hatırladım ki yıllar önce bir defa yapmışım. Çok güzel, özel bir deneyimdi benim için. Uzunca bir süredir böyle huzurlu hissetmemiştim. Tratak’ın hemen ardından Mihri Hoca’nın İntegral Yoga dersi vardı, ona da kalıyım gelmişken bedenimi de çalıştırıyım ruhum ve zihnim gibi dedim. Nasıl olsa pisi evde babasıyla kikirdemekte. Bıraktım kendimi nefese, “ne güzel bir akşam iyi ki buradayım” dedim ve başladı asanalar. “Ne kadar da esnemişim, artık rahatça uzun süre kalabiliyorum bak bu duruşta”, “Vücudum sanki benim değil, kendiliğinden giriyor poza”, “Bak bu duruşu çok seviyorum, şu sağ tarafta dakikalarca kalabilrim sanki” gibi bıdır bıdır zihnimle konuşurken ben bir anda birşey oldu ve kafamın içi sustu. Yerde dinlenirken bedenimi tamamen bütün ağırlığıyla yere bırakmışken bir gürültüyle birlikte yerden bir sallantı oldu. Çalkalandı sanki altımızda birşeyler. Şöyle bir kafamı kaldırdım baktım kimsede tepki yok. Allahım bir ben miyim zihni bu kadar uyanık olan dedim. Deprem miydi değil miydi diye kafa yorarken baktım an’ı kaçırıyorum. Öyleyse de geçti gitti dedim. Yattım ve devam ettim. Savasana yani derin gevşeme sonrasında hoca deprem olduğunu söyledi. Benim dışımda kimse hissetmemiş. Sanırım zihnimin en ayık olduğu derslerden biriydi, nedenini de tam bilemiyorum, çok didiklemek de istemiyorum. Öyle olması gerekiyordu mutlaka ki ben sallantıyı duydum ve ona rağmen devam edebildim. Bu benim için büyük bir dersti. Çünkü ben öyle bir durumda, yani bir deprem anında ciddi anlamda panik olabilecek bir tiptim. Son birkaç yıldır oldukça sakinlediğimin farkındayım ama bu kadarını da beklemiyordum kendimden. Kendimi çok sevdim dün akşam, o anı yaşadığım için ve orada olduğum için. Yoganın, bu derin öğretinin bana verdiği bu eşi bulunmaz hediye için evrene çok teşekkür ettim. Demek benim gibi sabırsız, kolay endişelenebilen insanlar bile bir gün gelip sakin kalabilmeyi deneyimleyebiliyorlarmış. Bu ufacık adım bile benim için büyük yollar aşmak anlamında…
Dersten çıktım eve yürüdüm. Geldiğimde pisi halen kirkirdemekteydi. Tam uyumak üzere, masal seansındaydı ikisi…

ÖZGÜR TURAN’DAN HABERDAR OL,

YENİ YAZILAR, ETKİNLİKLER VE GÜNCELLEMELERLE SENİ HABERDAR EDELİM

ÖZGÜR’Ü BURALARDA TAKİP EDEBİLİRSİN Twitter Instagram