Güncel
İnternette sosyalleşmek ruh sağlını bozuyor
1 Yorum
-9 Mart 2009
İngiltere Biyoloji Enstitüsü’nün yayımladığı tıp dergisinde yayınlanan bir makalede internetteki sosyal ağların bireylerin ruh sağlığı açısından zararlı olduğundan bahsediyordu. Makalede Dr.Aric Sigman’ın uyarılarına yer verilmiş; “Örneğin Facebook gibi sitelerde sosyalleşmeye alışan insanların gerçek sosyal ilişkilerinden ve yüzyüze iletişimden uzak kalmalarının çeşitli biyolojik sonuçları da olabilir”.
Dr. Sigman, son dönemde internetin insan üzerindeki etkilerini saptamak amacıyla fizyolojik ve metabolik değişimlerin de araştırıldığını belirtiyor. Bu araştırmalara göre, bilgisayar önünde oturarak sosyalleşmek, genlerin çalışma biçimini değiştirebiliyor, bağışıklık sisteminin tepkilerini etkileyebiliyor, hormon seviyelerini değiştirebiliyor ve hatta damar sisteminin fonksiyonlarını bozabiliyor. Sonuç olarak kişinin ruh hali de olumsuz etkileniyor. Dr. Sigman’a göre bütün bunlar kişinin kanser, kalp krizi, beyin kanaması ve bunama gibi risklerle karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor.
Bilgisayar ile çok uzun süre vakit geçiren insanların sosyal yaşamdan uzaklaştıklarına dair makaleleri yıllardır bir yerlerde okur dururuz. Ama bu anti-sosyal hallerin bir gün gelip de kalp krizine dayanabileceğini düşünmüş müydünüz hiç? İşte bu boyutundan dolayı ilginç geldi bana bu araştırma. Çünkü çok ciddi olarak inanıyorum ki ben de, hastalıklarımızın kökeninde düşüncelerimiz ve düşüncelerimizin doğurduğu davranışlarımız yatıyor. Bu nedenle neyi hangi ruh haliyle yaptığınız ya da güne hangi ruh haliyle başladığınız büyük önem taşıyor. Bu öyle ince bir çizgi ki aslında sosyalleşmek adına internette birçok farklı ortamlara üye oluyoruz ve kendimizi her gün bu ortamları kontrol ederken buluveriyoruz birden. Aslında nasıl bir tezattır ki düşünün ne kadar sosyal olanakları olan şehirlerde yaşıyoruz ama yine de evimizde internet başından kalkamıyoruz. Evimizde değilsek, dolmuşta, sinemada, restoranda, migrosta, yani her yerde internete erişmek istiyoruz. Hatta yakında bu erişim görüntülü olacak 3G sayesinde. Artık o zaman anti-sosyalliği görün siz. Bir defa görüntülü konuştuğumuz arkadaşımızla artık aylarca görüşmesek olur. Nasıl olsa şimdi de çoğu arkadaşımızla facebook’tan görüşüyoruz. Hatta doğum günü hediyelerimizi bile facebook üzerinden sanal olarak gönderiyoruz. Bir de seviniyoruz bize sanal gül gönderdiğinde, sanal çikolata gönderdiğinde arkadaşlarımız. Bakıyoruz profillere; kimin daha fazla hediyesi var, kimin daha fazla arkadaşı var merak ediyoruz. Kokusunu bilmediğim gülü ben ne yapıyım? Tadını hissetmediğim çikolata ne işe yarar, yanında nefis bir kahve ile tadına bakmak varken? Burada söylenecek çok güzel iki cümle var geçenlerde rastladım bir makalede yine; “Başkalarını bilen zekidir. Kendini bilen bilgedir. – Lao Tzu”
Dikkat ederseniz, burada söz konusu olan fazla teknoloji kullanımı değil. Konumuz internette sosyalleşmek adına çeşitli ortamlardan vazgeçemeyen kişiler. Mutlaka vardır etrafınızda bu tarz bir arkadaşınız, tanıdığınız biri ya da belki biraz kendinizden bir şeyler bulursunuz. Biraz olsun dürüst olursanız kendinize, sorgularsanız nedenlerini, dönersiniz içinize ve alırsınız sorularınızız yanıtlarını. Hep söylediğim gibi yanıtlar her zaman sizde; Ne psikologunuzda, ne yaşam koçunuzda, ne yöneticinizde, ne çalışanlarınızda, ne de ailenizde değil.
Sosyalleşmek adına internette geçireceğiniz zamanı kendinizle geçirdiğinizde gelecek olan hediyeler, mucizeler daha farklı olacaktır. Hiçbir şey kendinizle olmak gibi keyif vermeyecektir bundan sonra. Belki küçük bir meditasyonla başlarsınız arkasından engin denizlere ulaşırsınız, ardından da okyanuslara… Kendinizi ne kadar çok derinlemesine izler ve gözlerseniz o kadar iyi sonuçlar alırsınız. Ünlü Fransız ressam Paul Gauguin, “Görmek için gözlerimi kapatırım” demiş. Siz de bir deneyin derim ben, bakalım nerelere gideceksiniz, neler göreceksiniz.
İnternette sosyalleşmeyi ise, günümüz popüler kültürünün bir parçası olarak kabul etmekten başka çaremiz de yok. Maalesef bu kültür bizi istesek de istemesek de içine alıyor. Yine de seçim sizin. Belki biraz ucundan kıyısından keyfini çıkarıp, teknolojinin nimetlerinden faydalanıp, dozajını iyi ayarlamak gerekiyor. Yani yıllardır görüşmediğimiz arkadaşımızı dünyanın bir ucuna taşınmış haliyle facebook’ta bulup da konuşmamak olmaz tabii.
*İnfomag Dergisi Mart sayısı köşe yazımdır.