Röportajlarım
Yoganın rock ritmi
0 Adet Yorum
-20 Kasım 2016
Chris Chavez, pratiğini geliştirmek isteyen yogilere “Keyif aldığınız sürece pratik yapın ve yeni pozlar denemekten, düşmekten korkmayın. Düştükçe öğrenirsiniz” diyor.
Dünyanın dört bir yanında öğrenciler yetiştiren rock müzisyeni bir yoga eğitmeni. Müziğini bilinçli akustik rock olarak tanımlayan, tamamen içgüdüleriyle kendi yogasını geliştirmiş bir yogi olan Chris Chavez, yoga ile müzisyen olarak seyahat ettiği yıllarda Dublin’de tanışmış. Iyengar Yoga öğretmeni olan arkadaşı onun gerçekten de bir yogiye benzediğini söyleyerek ona 5 poz göstermiş. Ve Chavez uzun bir süre yoganın tamamen bu 5 pozdan ibaret olduğunu sanmış. Bu pozlar, utkatasana, kobra, sarvangasana, uddiyana bandha ve savasana. Chavez o günleri şöyle anlatıyor: “Üzerimde sarong (Malaya’nın ulusal giysisi) ile seyahat etmeme rağmen ne zaman canım istese kıyafetimi çıkarıp yere koyar ve bu 5 pozu yapardım. Her yaptığımda da pozlarda daha uzun kalmayı denerdim, çalışırdım. Tanıştığım herkes ile yoga keşfimi paylaşıyor olmaktan büyük heyecan duyuyordum.” Fakat tahmin edebileceğiniz gibi bir gün gelmiş ve yoganın bu 5 pozdan çok daha fazlası olduğunu söyleyen biriyle tanışmış. Gelin Chavez’in yoga yolculuğunu ve siz yoga severlere tavsiyelerini kendisinden dinleyelim.
Rock & roll yaşam tarzınızla yogayı nasıl iç içe geçirdiniz?
Müzik ile seyahat ederken yoga hayatımdaki sürekli ve tutarlı bir şeydi. Yoga benim için gerçekten ilaç gibiydi. Pratiklerimi yapabilmek için her fırsatı değerlendirdim. Birçok farklı anım var yoga yaptığım ilk yıllarla ilgili. Örneğin, Avusturalya’da sokaklarda özel giysim olan sarongu ya da yoga matımı sermişim yere ya da Londra’da ve Malibu’da kayıt stüdyolarında, Fiji’de bir iniş pistinde, Büyük Kanyon’da bir kayanın üzerinde, İskoçya’da bir nehrin yanında… Liste böyle uzar gider. En değerli anılarımdan çoğu yoga yaptığım yerlerle birebir ilişkilidir.
Yoga hayatınızı nasıl etkiledi? Yoga yapmadan önceki siz ile bugünkü siz arasında ne fark var?
Bunu söylemesi zor. Her zaman olduğum kişiydim ama yoga kendimi daha net bir şekilde görmemi ve tanımamı sağladı. Halen korkularım, stresim, kızgınlıklarım var ama yoga bunların hayatımı domine etmesini engelleyecek şekilde yaşamamı sağlıyor. Temel olarak yoga, düşüncelerimi yönetmemi ve onların üzerimdeki ağır etkisini alıyor. Daha önce de söylediğim gibi benim için tam bir ilaç. Ve tabii ki de yaş aldıkça daha fit kalmamı sağlıyor. Bunu da atlamak istemem.
Kendi stilinizi oluştururken en çok hangi yoga stilinin etkisinde kaldınız?
Kendi stilimi paylaşmaya ve öğretmenler yetiştirmeye başlamamla birlikte, temelde Iyengar, Asthanga ve Anusura olmak üzere birçok farklı stili deneyimledim. Bu stillerin içinden, öğrencilerimin kendi gerçeklerine giden yollarında onlara ilham verecek olanlarından aldım ve hepsini biraraya getirdim. Aslında bu oluşturduğum stil ile kimse ilgilenir mi emin olamadım. Çünkü tamamen kendi içgüdülerimle oluşturduğum bilinen sistemlerin dışında bir stil. Fakat gün be gün paylaştıkça gördüm ki, kendi arzularımın ilhamı ile eğitimlerim çok daha güçlü oldu. Yaptığım şeyi yapıyor olmanın bana verilmiş bir lütuf olduğunu düşünüyorum.
Kendi yoga stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Yaptığım şeyi bir stil olarak tanımlamıyorum. Her kişinin kendi gerçeğine ulaşabilmesi için bir yol haritası olarak kullanabileceği bir araç seti sunuyorum.
Yapmaktan en çok hoşlandığınız asana hangisi ve sizin için bir hikayesi var mı?
Bu çok kolay – Amuda kalkma. Bu pozla ilgili şöyle havalı bir hikayem olsun isterdim. Oysa ki amuda kalkmak bedenim üzerindeki pratiklerimde ilerlememi sağlayan bir poz sadece. Bize çocuklar gibi oyun oynadığımızı hissettiriyor. Bu pozu çok seviyorum!
Pratiğini geliştirmek isteyen yogileri tavsiyeleriniz neler?
Güzel soru! Keyif aldığınız sürece mümkün olduğu kadar sık pratik yapın. Pratiğiniz sizin için bir zorunluluk halini alırsa, pratiğinizi besleyecek kıvılcımı kaybedersiniz. Eğer pratiğiniz sönük hissettirmeye başladıysa, başka bir sınıfı ya da öğretmeni deneyin. Zaman zaman pratiğinizde yeni pozlar denemek gibi hedefler koymak iyidir. Yeni pozlar kendinize meydan okumanızı sağlar ve sizi heyecanlandırır. Yeni pozlara giremezseniz endişelenmeyin, sadece denemeye devam edin ve eğlenin! Yere düşerek çok daha fazla büyürsünüz, gelişirsiniz.
Deneyimlerinize dayanarak Türkiye’de yoganın gelişimini nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’de yoganın kalitesi ile hayrete düşmüş durumdayım. Burasının öğrencilerin yaş ortalamasının bu kadar değişken olduğu tek yer olduğunu düşünüyorum. Her biri birbirinden farklı eğitim temelli, her yaştan insan geliyor yoga yapmaya. Türkiye bugün dünyada yoga ile ilgili gelişmelerden gerek internet gerekse de öğrenciler ve öğretmenler aracılığıyla çok ilham alan ve gelişmelere kendini hızlıca adapte eden bir ülke. Bu çok iyi! Geçtiğimiz günlerde Stockholm’de yüzlerce öğrenciye ders verdim. Ders sonrasında öğrencilerin arasında yürürken birkaçının sohbetine kulak misafiri oldum ve Türkiye’nin şu anda yoga için olunması gereken tek yer olduğunu söylüyorlardı. O an aklım uçtu! Dünya çapında olumlu vibrasyon yaratan bu yolculuğun bir parçası olduğum için çok gurur duydum ve mutlu oldum.
***Bu röpörtaj, Aralık 2015 tarihli Yoga Journal Türkiye Dergisi’nde yayınlanmıştır.