sinema
Cuma filmi
2 Yorum
-5 Haziran 2009
Yaşlı bir profesör (Ben Kingsley) genç ve güzel öğrencisi (Penelope Cruz) ile ilişkiye giriyor. Büyük bir aşk yaşıyorlar. Fakat profesör bir süre sonra bir bahane yaratarak bitirmeye çalışıyor ilişkiyi çünkü sorumluluk almak istemiyor. Genç kadına bağlanmak, onun kendisine bağlamasını istemiyor. 5 yılda fazla zaman geçiyor. Adam halen kadını unutamamış. Aşk acısı içinde yanıyor. Bir yılbaşı gecesi kadın adamı arıyor ve “Sana birşey söylemem gerek” diyor. Adam “Kesin evleniyor” diye düşünüyor. Kadın adamın evine geliyor, o uzun saçları kısacık…Meme kanserine yakalandığını söylüyor. Bir hafta sonra ameliyat olacağını ve sağ göğsünün tamamen alınacağını söylüyor. Ve adamdan göğüslerinin çıplak fotoğraflarını çekmesini istiyor… Ameliyat sonrası hastane odasında filmin bitiş sahnesi; Kadın adama şöyle diyor; “Bütün göğsümü aldılar. Artık güzel değilim.” Oysa adam ona deli gibi aşık, saçının teline bile bayılıyor. Ve kadın, “Seni çok sevmiştim” diyor, sarılıyorlar, film bitiyor…
Bu anlattıklarım biraz önce Doğa’yı uyuttuktan sonra izlediğim “Elegy” adlı filmin yalnızca küçük bir kısmı. Daha çok konu var filmde çaktırmadan anlatılmış. Oyuncular çok yalın, diyaloglar olduğu gibi, çok gerçek.
Film bende şu tatları bıraktı;
*Aşk ne güzel şey…
*Birini koşulsuzca sevebilmek ne güzel…
*Güzellik somut olduğu kadar da soyut bir kavramdır. Güzellik, bakmayı bildiğimiz zaman herşeyde, heryerdedir.
*Meme kanseri şakaya gelmez, sürekli kontrol etmek gerek
*Saçımı bu kadar kısa kestirsem mi çoook eski günlerdeki gibi?..:)