Ebeveyn & Çocuk
Dayak aile içi disiplini sağlar mı?
0 Adet Yorum
-17 Şubat 2015
Şiddet söz konusu olduğunda hepimizin kanı donuyor. Çünkü o noktada herşey önemini yitiriyor. Ne kelimeler ne de mimikler şiddeti tarif etmeye yetmiyor. Bugün daha barışçıl bir dünyada yaşamak istiyorsak önce kendimizden ve ailemizden başlayacağız çalışmaya. Evde şiddet gören çocuk dışarda da şiddet uyguluyor. Çünkü sorunların şiddet ile çözülebileceğini görüyor ve gördüğünü de aynen uyguluyor. Fakat ne yazık ki halen aile içi kullanılan disiplin yöntemlerinde dayak üst sıralarda. Günümüz ebeveynine minik bir rehber niteliğinde olan Rehberine Kulak Ver‘den minik bir alıntı yapmak istedim bugün. Kitapta Disiplin bölümünde ceza ve ödülün neden çözüm getiren yöntemler olmadığını anlatıyorum. Fakat asıl bugünlerde gündemimizde olan fiziksel şiddet ile ilgili olarak da tekrar tekrar hatırlamamız gereken bazı noktalar var. Kitapta söyleşi yaptığım Sosyolog, Ebeveyn ve Aile Koçu Sedef Örsel Özçelik‘in aile içi şiddete yönelik görüşlerini kitaptan aynen veriyorum;
“Fiziksel şiddet ile bir insanın alanına tamamen giriyorsunuz. Çekiştirmek, eline sıcak kibrit sürmek, kulağını çekmek, terlik fırlatmak, eline iğne batırmak, sarsmak, cimcirmek, itmek, bunların hepsi fiziksel şiddete giriyor. Fiziksel şiddet işe yaramaz, çok net bir saldırıdır ve çok can yakar. Duygusal şiddete göre, fiziksel şiddetin ayırdına varıp durdurmak daha kolay. Diğerinde ayırt etmek daha fazla emek gerektiriyor çünkü bazen farkında olmadan birçok şey yapabiliyoruz. Eğer yapıyorsak hemen durduralım. Hiçbir canlı varlığa şiddet göstermeyelim.
Bütün canlı varlıkların onuru ve yaşam hakkı var. Kaldı ki çocuk kendisine uygulanan şiddeti şikayet de edemiyor. Fiziksel olarak güçsüz bir varlığa bunu yapıyoruz ve sonra büyüyüp bize saldırdığında da duygusal olarak bastırmaya çalışıyoruz; “Ben senin ananım, babanım, nasıl böyle davranırsın” diye.
Bir çocuğa vurduğunuzda canı yanar ve düşünemez, hiçbir şey öğrenemez o süreçten. Fiziksel şiddet ile disiplinin hiçbir şekilde bağlantısı yok. “Çocuğun poposuna vurulabilir azıcık” deniyor. Hayır vurulamaz çok yanlış. Ama bununla büyüdüysek farkına varabilmek çok zor. Farkında olmayanlar farkına varsın, fiziksel şiddetin hiçbir türlüsü kabul edilemez. Çocuğumuza ceza uyguladığımızda karar verme fırsatlarının hepsini çalıyoruz ondan. Kendi kendini fark etme fırsatlarını alıyoruz.
Çocuğun kendi olmasına izin vermiyoruz. Hayatın içerisinde birbirimizin alanlarına saygı duyuyoruz. Çocuğum da bunu gündüz okulda yapıyorsa akşam da evde yapacak.
Eve geldi kurallar bitti, diye bir şey yok. Çocuğumuz mızmızlanıyorsa demek bir ihtiyacı var anlatmak istediği. Ceza verirsek yine bir sonuca varmayız. Nerelere gömüyor duygularını ona bakmak gerek. Yarın öbür gün hastalık olarak mı çıkar? Ömrü boyunca çocukluğundan iyileşmek için mi uğraşacak? Yarın öbür gün çocuğum bana davranışı ile alarm verdiğinde, yanıma alsam, sorsam, dinlesem, rahatlatsam. Aramızdaki bağ ne kadar kuvvetli olursa çocuk o kadar uyumlu olur. Herkes her şeyi robot gibi yapamaz hepimizin bir günü diğerinden farklı. Çocuk da evin kurallarını her gün yerine getirmeyebilir. Anlayışla, empati ile yaklaşmamız gerek.”