Ebeveyn & Çocuk

Ebeveynlik sevgi üzerinden olmalı

2 Yorum

-

6 Ocak 2010

Mükemmel anne, ebeveyn olabilme çabalarımızı bir kenara bırakıp, kendimizi olduğumuz gibi sevip, kabul ederek, sıkıntıya düştüğümüz noktalarda bir ebeveyn koçuna danışmak çoğu zaman kurtarıcı olabiliyor.

Gerek dost sohbetlerinde gerekse de iş hayatında hepimizin yakındığı bir konu; Günümüz şartlarında çocuk yetiştirmenin ne kadar zor olduğu. Şartlar ne kadar zorlaşsa da çözümler de bir yandan önceki nesillere göre daha fazla alternatifler sunuyor bizlere. Ebeveyn koçu ya da terapist de bu çözüm alternatifleri içinde en doğru olanları. Ebeveyn ve Aile Koçu, çocuk kitapları yazarı, eğitimci, sosyolog ve araştırmacı Sedef Örsel Özçelik, çocukların hayat kalitesini yükseltmek vizyonu ile çıkmış yola. Özçelik ile ebeveyn koçuna ne durumlarda ihtiyaç olabileceğini ve günümüz koşullarında çocuklarımızla iletişim kurabilmenin kolay yollarını konuştuk.

Günümüz ebeveynlerinin genel profilini nasıl gözlemliyorsunuz?
Şehir insanında 2 tip ebeveyn var; Biri çocuğunun sevgisini kaybetmekten korkuyor. Dolayısıyla onun istediği her şeyi yapıyor. Çok fazla müsamalı. Özellikle de anne çalışıyorsa bu çok sık görülüyor. Diğer taraftan da çocuğunu korkutarak yetiştirenler var; o zaman da çocuk anne babanın sevgisini kaybetmekten korkuyor ve anne babanın her söylediğini yapıyor. Halbuki orta bir yol var onu görmek gerek. Ebeveynliği sevgi üzerinden yapın korku üzerinden değil. Korku toplumumuzda çok hakim. Yemek yedirirken, “polise veriririm” ya da “son lokmayı almazsan doktor amca sana iğne yapar” gibi. Yemesin daha iyi bu durumda. Mükemmel anne, insan diye bir şey yok. Hepimiz kendi girinti çıkıntılarımız, çukurlarımız, eksikliklerimiz, fazlalıklarımızla yaşıyoruz.
Bizim nesilde, yani 1970-1980 yılları arasında doğan kız çocuklarına, “siz büyüdüğünüz zaman iyi eğitim alıp iyi okullara giderseniz ne istiyorsanız yapabilirsiniz, erkeklerin yaptığı her şeyi yapabilirsiniz” fikri verildi. Çok güzel eğitimler aldık ve iş dünyasında atıldık. Başarılı olmak için evliliği ve anneliği olabildiğince öteledik. Sonra annelik bazen zor bazen kolay geldi ama annelik geldiğinde birden fark ettik ki hayat başka bir şeymiş. O zaman kendi rol modelimize döndük annemize baktık. Ama annemiz başka bir yerdeydi. Onun yaptıklarını yapınca da mutsuz olduk ve iki arada sıkışıp kaldık. Bizim nesilin, şu anda annelerin yaşadığı durumun bu olduğuna inanıyorum. Bu sosyolojik bir bulgu.

Bu fotoda Doğa ayak parmaklarıyla kuru dut ve badem yerken:)

Ebeveyn koçluğunu nasıl tanımlarsınız ve terapiden farkı nedir?
Çok dinamik bir ilişkidir. Hiyerarşi içermez. Koçluk yapan kişi kendini bilgi ve deneyim olarak karşısındaki kişiden üstün görmez. Kişinin konuyla ilgili hedeflerini bulup keşfetmesine destek verir. Hedefleri keşfettikten sonra gereken planı yapmasında ve o planı uygulamasında destek olur.
Koçluk terapiden farklı olarak, daha bugüne yönelik, bugünkü arzularınızı, hedeflerinizi bulmanıza yöneliktir. Aynı terapideki gibi sorular sorulur fakat tabii sadece ebeveynlerle ilgilidir. Ama terapi etkisi yaratır. Çünkü sonuçta açılırsınız ve konuşursunuz. Karşınızdaki insan sizi dinler ve hiçbir şekilde eleştirmez. İyi bir koç her zaman için kişinin kendi deneyimleri ve hayatı üzerindeki en bilgili ve en söz sahibi kişinin yine kendisi olduğuna inanır. Başka bir noktada, koçluk ilişkisinde oluşturduğumuz ilişki ile, ebeveynin çocuğu ile olan ilişkisine örnekleme yapmasını sağlarız. Aynı şekilde ebeveynin görevi de çocuğuna o destek ağını oluşturmaktır. Dolayısıyla biz bu ilişkiyi oluştururken sessiz ve sözsüz bir şekilde modelleme yapmasını sağlarız.

Günümüzün ebeveynleri neden ve hangi durumlarda bir koça ihtiyaç duyar? Sosyolojik anlamda bakarsak, içinde yaşadığımız dünyada hangi koşullar bizleri bu tarz hizmetler almaya yöneltiyor?
Koçluk hizmeti ihtiyaç olduğunda alınmalı. Dünyanın en zor işi çocuk yetiştirmek. Anne babalarımız için hayat çok daha kolaydı çünkü anneanneler, babaanneler, komşu Ayşe Teyzeler, halalar gibi geniş bir sosyal ağları vardı. Şimdi anne babanın işi çok zor çünkü çocuk yetiştirmek sadece anne baba gibi 2 kişinin değil koca bir kabilenin işi. Bugün ebeveynler bu soysal ağdan uzaklaşmış bir durumda, çok daha hızlı devinen bir hayat temposunun içerisindeler. Çocukların bütün ihtiyaçları eskiden çok daha kolay karşılanıyordu, şimdi o kadar kolay karşılanmıyor. Bunlar sadece fiziksel değil; Sevgi, ilgi, emek, inanç, oyun, aile, sosyalleşmeden bahsediyoruz. Bütün bu ihtiyaçları ebeveynler tek başına yüklenmeye kalktıklarında çeşitli zamanlarda psikolojik çöküşler yaşayabiliyorlar. Bu nedenle şimdinin çocukları bizim çocukluğumuzdan farklı. Günümüz koşullarında, soluksuz kaldığı zamanlarda ebeveynin danışacağı birine ihtiyaç var. Bu mutlaka terapi olmak zorunda değil. Terapi uzun süreçlidir. Koçluk ilişkisi anlıktır. Örneğin çocuğun yemek problemi, sosyalleşme güçlüğü, okula gitmek istememe gibi problemleri bir ebeveyn koçun yardımıyla çözümlenebiliyor.

Ailelere verdiğiniz Connection Parenting – Çocuklarla Elele seminerlerinizden bahseder misiniz? Temel olarak ebeveynlerin bu seminer sonrası ne gibi kazanımları oluyor?
Yedi haftalık bir workshop. Kurucusu Pam Leo. 35 yıllık tecrübesi var çocuklar konusunda. İlk kızı doğduğunda, “niye çocuklar büyüyünce bazıları Gandhi oluyor, bazıları Hitler oluyor” diye sormuş kendine. Buradan yola çıkarak da okumaya başlamış. Kendisi de eğitim almış ve ayrıca evinde çocuk bakmış. Sonra zaman içinde biriktirdiği deneyim ve bilgilerini kullanarak böyle bir method geliştirmiş. 7 hafta sürüyor çünkü birtakım şeyleri fark edip, anlamamız, önce zihnimizde yerleştirip sonra bir şekilde onu hayatımızın içine sokabilmemiz için zaman ve deneyim gerekli. Seminerde birçok konuya değiniyoruz. Aslında ebeveyn bir nevi içsel yolculuk da yaşıyor. Kendiyle ilgili birtakım şeyleri fark ediyor. Kendi ebeveyn modellerini fark ediyor. Neleri niye yaptığını anlamaya başlıyor. Saygı konusunda ne düşündüğünü ve çocuğuna bunu nasıl verebileceğini anlıyor. Çocuğunun içindeki üzüntü kabının ne olduğunu fark ediyor. Sevgi kabının var olduğunu öğreniyor, bu kabı nasıl dolduracağını konuşuyoruz. Bu methodu alıp da çalışan bir insanın hayatının değişmemesine imkan yok çünkü sadece çocuğuyla değil eşiyle ve iş arkadaşlarıyla olan ilişkisinde de faklılıklar yaşamaya başlıyor. Semineri alanların hepsi hayatlarının farklı yerlerinde bunu kullanmaya başlıyorlar. Pam benim inandığım, yaptığını uyguladığım birçok şeyi çok güzel bir şekilde açıklamış methodta. Bu nedenle benim bunu üzerime giyip sunmam çok kolay oldu. Pam bu methodu sadece kendisinin örettiği insanlara eğitmenlik izni veriyor. Şu anda kendisi hasta ve 1 yıldır da eğitim veremiyor. Umarım iyileşir ve eğitim verebilecek kişiler çoğalır.

Bilgi için; www.cocukluyuzbiz.com ya da sedef@cocukluyuzbiz.com

Doğru iletişim için 4 temel öneri;
1.Çocuğunuzla herhangi bir konuda sıkıntı yaşadığınızda yere oturup iletişim kurun. Diz çökmeyin, yere oturun.
2.Günde en az bir öğünü muhakkak birlikte, evde, sofrada oturarak, televizyon kapalı iken yiyin.
3.Çocuğunuzla günde minimum 10 dakika yüksek kaliteli zaman geçirin.
4.Çocuğunuzla ilgili herhangi bir konuda karar vermiyorsanız durun ve bekleyin.

Kaliteli zaman nedir?
Örneğin çocuğunuzu alıp parka götürdüğünüzde siz bankta oturur kitabınızı okursunuz, çocuğunuz da oynar. Ama bu durum çocuğunuzla aranızdaki bağı kuvvetlendirmez, sizi yakınlaştırmaz. Halbuki bir top alıp birlikte parkta oynarsanız aranızdaki bağı güçlendirmeye başlarsınız.Yüksek kaliteli zaman budur. Top atmak, karşılıklı yuvarlamak bile önemli. O top atıp geri gelirken çocuk ayrılmayı, ayrıldıktan sonra tekrar kavuşmayı, giden varlığın tekrar kaybolmadığını, tekrar geri geldiğinin sessiz sözsüz anlatımını öğreniyor. Burada birçok mesaj var; Ben seninle oynuyorum, sana vakit ayırıyorum, seni seviyorum mesajları. Çocuklar sürekli bazı oyunları tekrar oynarlar. Çünkü tekrar ve devamlılık hali onların beynine bazı şeylerin yerleşmesini sağlıyor. Oyun çocuğun terapisidir. Çok önemli bir besindir.

Önceleri astrot olmak istiyordu. Bugünlerde veteriner olmaya karar verdi. Yanlış anlamayın bu veteriner kıyafeti. Doktor kostümü diye hemşire kostümü almışım yanlışlıkla. Neyse veteriner kostümü olduğuna ikna ettik.:) En severek oynadığımız oyunlar bunlar bizim; Astronot olup elimizde torba aya gidip taş toplamak ve veteriner olup bütün oyuncak hayvanları muayene etmek.

Bu röportajım İnfomag Aralık sayısında yayınlandı. Aslında dergide tabiki de Sedef’in çok hoş fotoları var ama burada biraz gülün diye pisi fotoları ekledim:)

ÖZGÜR TURAN’DAN HABERDAR OL,

YENİ YAZILAR, ETKİNLİKLER VE GÜNCELLEMELERLE SENİ HABERDAR EDELİM

ÖZGÜR’Ü BURALARDA TAKİP EDEBİLİRSİN Twitter Instagram