Röportajlarım

O herşeyi aşkla yapıyor

0 Adet Yorum

-

30 Temmuz 2016

Aşkla Gülümse adlı ilk kitabıyla okuyucuyla buluşan Mert Güler, Anadolu’ya yakışan bir şekilde içsel çalışmalara yönelmemiz gerektiğini söylüyor. Güler bu yıl yine Uluslararası Yoga Festivali’nde Mevlevilik üzerine eğitim verecek.

Onu sadece yaşam koçu ve klasik yoga eğitmeni olarak tanımlamak çok zor. Profesyonel spor ve dans dünyasından geçerek gönlünü yogaya kaptırmış olan Mert Güler’in bugün kalbinin yarısı Hindistan’da diğer yarısı ise Konya’da. Eğitimlerinde ve seminerlerinde de her iki kültürü bir bütün olarak veren Mert Güler, yaşadıklarını bütün samimiyetiyle paylaştığı ilk kitabı Aşkla Gülümse ile okuyucu ile buluştu. Güler ile kitabı ve yoga üzerine sohbet ettik.

Kitap fikri nasıl doğdu?

Galiba gülümsememle ilgili çok fazla geri bildirim aldım. Çok gülümsediğim için hayatımın çok iyi olduğunu sanıyorlardı. O yüzden de hayatımda doğumumdan itibaren çok büyük zorluklarla karşılaştım. Yaşanmışlıklarımı da yazdığım için kitabı toparlamam çok uzun, 10 yıl kadar sürdü. Ahkam kesmek değil de belki ilham olabileceğini düşündüğüm için çok uğraştım. Zorlukların üstesinden gelerek adanmışlıklarımı anlattığım yazılar var içinde. Aşkın gücüyle yola çıkıp da gülümsemeyi öğrendiğimi anlattığım yazılar da var. Birtakım yaşanmışlıklardan yola çıkmak istedim.

Aşk ve ilişkiler seminerlerinden biraz bahseder misiniz?

Kitaptaki duygusal uyuşukluk bölümünü okurlar çok sevdi okurlar. “Ne tür aşkları biliyoruz? Gerecekten aşık mıyız değil miyiz? Gerçek aşk nedir?” gibi bir sürü konu var. Bunları kitabımla da örtüştürerek bir seminer serisi yapmaya başladım. Yüzyıllık zamanlardan dakikalara indirgenen aşkı konuşuyoruz. Aşk’a aşık üstatları anıp hikayelerle başka diyarlarda dolaşıyoruz.

Bu yıl yine geçtiğimiz yıl olduğu gibi Uluslararası Yoga Festivali’nde yer alacak mısınız?

Himalayalar’ın eteklerinde konumlanmış, yoganın anavatanı olarak bilinen Rishikesh şehri, 1999 yılından bu yana, her yıl düzenlenen Uluslararası Yoga Festivali “International Yoga Festival (IYF)”ye ev sahipliği yapıyor. Daha önce öğrencilerimle katıldığım bu festivale geçtiğimiz yıl ilk defa eğitmen olarak katıldım. Dünyaca ünlü yoga eğitmenleri ve spiritüel rehberlerle birlikte ilk kez bir Türk eğitmen olarak bu festivalde yer almak, yıllardır kendimi adadığım çalışmalarımın büyük ve çok değerli bir hediyesi oldu. Yoga ve sufi temalı çalışmamla hayranı olduğum Mevlana’nın öğretisini dünyanın en önemli yoga festivaline taşıma, bu vesileyle ülkemizi ve kültürümüzü Hindistan’da temsil etme fırsatı bulduğum için onur duyuyorum. Yaklaşık 700 kişiyi sema döndürdük orada. Bu yıl 26 Şubat-13 Mart arasında yine bir grupla gidiyoruz. Festival kapsamında yine bir eğitimimiz var. Mevlevilikle ilgili hem teorik hem pratik eğitimler veriyoruz. Dönmek dünyanın en özel ve medidatif çalışmalarından biri.

Eğitimlerinizde hem yoga hem de tasavvuf mu anlatıyorsunuz?

Yoga benim kutup yıldızım. Çok fazla hastalık geçirdim. 16 yaşımda milli sporcu iken yaklaşık bir buçuk yıl engelli kaldım. Yoga kadar bütüncül bir yaklaşım hiçbir yerde görmedim. Bedene ve zihne çok özel bir yaklaşık tarzı var. İnsana bu kadar boyutlu yaklaşan bu kadar üstün bir öğreti görmedim. Ego törpülendikten sonra sevgi aşk ve merhamete doğru çıkıyorsunuz. Uzakdoğu buna arınmak ve hazırlanmak diyor. Uzakdoğu üçüncü göz diyor. Anadolu gönül gözü diyor. Farklı bir göze doğru gidiyorsunuz. Hayata farklı bir gözle bakmak gerekiyor. Yoksa çok sığı acı dolu ve toparlanması zor bir hayat bizi bekliyor. Gönülle zihnin bağlantısını en iyi kuran öğreti yoga.  Bu noktada Mevlana’nın paylaşımı, yani bu kadar insancıl olması ve dünya çapında hoşgörüsü çok kutsal geliyor. Bir de üstelik Hindistan’da Mevlana ile tanışmak müthiş. Ayrıca Konya’da yılda 3-4 kez Sufi Yoga Kampı yapıyoruz. Törenlere gidiyoruz. Bazı dergahları,  Şems ve Mevlana müzesini ziyaret ediyoruz. Teorik ve pratik eğitimler yapıyoruz. Öğrencilerime hem Hindistan hem de Konya’yı tanıtıyorum. İstanbul’daki merkezlerimiz dışında Büyükada’da bir inziva yerimiz var. İster kalmalı ister günübirlik olarak hayatınızı dışardan seyredebilmeniz için bir alternatif. Burada asana, nefes teknikleri doğa yürüyüşleri ve meditasyon çalışmaları yapıyoruz.

İkinci kitap hazırlığınız var mı?

Evet var ama henüz bu kitapla ilgili geri bildirimleri alıyorum. Yıllardır biriktirdiğim çok fazla şey var. Bir kısmını bu kitaba koyamadım. Onları ikinci kitabıma saklıyorum.

Hem dünya hem de Türkiye olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Bugünlerde hepimiz zaman zaman dengemizi bulmakta zorlanıyoruz. Sizin bu anlamda okurlarımıza ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Nefes egzersizleri, fiziksel egzersiz, derinden gevşeme, meditasyon, beslemeye dikkat etmeli. Nerede dengesizlik olduğuna baksınlar. Örneğin işinde dengede çalışıyorsa diğer tarafta çok aşırı spor yapıyor. Çok aşırı yemek yiyor, aşırı alışveriş yapıyor. Bir noktadaki dengesizliği diğer tarafta yeni bir dengesizlikle düzeltmeye çalışıyor. Örneğin ben yemeği fazla kaçırıyorsam hayatımda nerede uçlara gittiğimi soruyorum. Meditasyonda kendini izleme ve yorum yapmadan bakabilme kısmı önemli. Anadolu insanı spiritüelliğe çok yatkın. 60 farklı ülkeye ders verdim ama bizim insanımız çok farklı çünkü gönül gözüyle ilgilenmiş bir toprağın insanı. Çok özel bir ülkedeyiz.

İnsanların içinde kavga var. İçinde sevdası olmayanın içinde kavga oluyor. İçimizde sevda olması için de içinde kavgası oluyor. Onu parlatmaya çalışıyorum. Zihnimizin biraz huzurlu ve titreşimimizin yüksek olması gerekiyor. Sadece karşı cinse aşık olunmaz. Ben ilk olarak futbola aşık olmuştum. Çocukken başlıyoruz gülümsemeye sonra gülümsememizi kaybediyoruz. İçsel yolda ilerlemek gerektiğini düşünüyorum. Çok dışta kaldık. Anadolu’ya yakışan bir şekilde içsel çalışmalar yönelmemiz gerek.

Türkiye’de yoganın geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?

Geniş kitlelerin yoga ile tanışmalarından dolayı mutluyum ama eğitmenlik kursları ve merkezleri çok fazla iştahla açıldı ve bu defa da biraz fazla oldu diye düşünüyorum. Örneğin öğrenciden çok hoca var ülkemizde ama bu zamanla dengelenecektir.

Aşağıdaki kısım spot gibi sayfanın bir köşesinde yer alabilir ya da hiç koymayabiliriz. Sayfanın durumuna göre bakalımJ

Ağladığının görülmesini istemediğin, Hatta herkesin içinde, İçine ağladığın anlar vardır. İşte o anlarda, Sadece senin gördüğün, Çok özel keşifler vardır… Paylaşmak istesen de Kelimelerin yetmeyeceğini düşünüp Sessiz kaldığın… MG

***Bu röportaj, Ocak-Şubat 2016 tarihli Yoga Journal Türkiye Dergisi’nde yayınlanmıştır.

 

 

ÖZGÜR TURAN’DAN HABERDAR OL,

YENİ YAZILAR, ETKİNLİKLER VE GÜNCELLEMELERLE SENİ HABERDAR EDELİM

ÖZGÜR’Ü BURALARDA TAKİP EDEBİLİRSİN Twitter Instagram